google-site-verification: googled92dda3daee39865.html
Türkçe'de Tam İsabet
"Eğitim çocuğu sevmekle başlar."

Sözcükten Anladığım

1) GERÇEK  ANLAM:

a) TEMEL ANLAM

Bir sözcüğün ilk ve asıl anlamına denir. Yani bir sözcüğün söylendiği anda zihnimizde uyandırdığı ilk çağrışım gerçek anlamdır.

* Çocuk kumsalda oynuyor.

b) YAN ANLAM:

Bir sözcüğün temel anlamı yanında kullanımına bağlı olarak yeni anlamdır. Ayakkabının burnu, kapının kolu, dağın sırtı vb.

* Duvarın sıvası için ince bir kum getirmişlerdi.

* Bu masanın ayağı oynuyor.

*Kardeşim lisede okuyor.” (öğrenim görüyor, anlamında)

2) MECAZ(DEĞİŞMECE) ANLAM:

Bir sözcüğün gerçek anlamı dışında yepyeni bir anlamda kullanılmasıdır.

* Bu sınavı kazanamazsan yandın. (başına gelecekleri düşün)

* Senin aşkın da beni kuruttu be güzelim. (mahvetti)

* Caminin minaresi çok inceydi. (Gerçek)

* Bana hediye alman çok ince bir davranıştı. (kibar-nazik)

* Yaşadığımız bunca karanlık günlerden sonra aydınlık

günler bizi bekliyor. (kötü-iyi günler)

* Arkadaş, bu kız seninle oynuyor. (kandırıyor)

3) TERİMSEL ANLAM (TERİM):

Bilim,sanat, spor, ya da çeşitli meslek dallarıyla ilgili özel kavramları karşılayan sözcüklerdir.

* Nota müziğin anahtarı gibidir.(Müzik)

* Rakip takım birazdan penaltı atışı yapacak.(futbol-spor)

* Matematik öğretmenimiz tahtaya bir doğru çizmemizi istedi.(Matematik)

* Şiirde aynı eklerin ya da sözcüklerin tekrarlanmasına redif denir.(Türkçe)

4) YANSIMA SÖZCÜKLER:

Doğadaki seslerin insanlar tarafından taklit edilmesine denir.

* Bu köpek neden havlıyor?

* Bir patlama sesiyle irkilmiştik.

* Bu aylarda kediler çokça miyavlar.

* Bu sözlerim üzerine sınıfta homurtular başladı.

* Köyde sabahleyin koyunların meleyişleriyle uyandık.

5) EŞ ANLAMLI ( ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER:

Yazılışları farklı ancak anlamları aynı olan sözcüklere denir.

* siyah ---- kara , * beyaz----- ak, * zengin----varlıklı,

* fakir----yoksul , * rüzgar---- yel, * üzüntü-----keder,

 * öykü---hikaye, * eser--- yapıt, * edebiyat--- yazın,

 * cümle---- tümce * kelime--- sözcük

6)YAKIN ANLAMLI SÖZCÜK:

Anlamdaş gibi göründüğü halde, birbirinin yerini her zaman tam olarak tutmayan sözcüklerdir.

*       demek, söylemek, konuşmak             *eş-dost    

*       sevmek-beğenmek-hoşlanmak          *hısım-akraba

*       epey, çok, fazla, oldukça                    *yalan-yanlış

*       bezmek-bıkmak-usanmak                  *serin-soğuk

*       çekinmek-utanmak-sıkılma

*       sızı-sancı-ağrı

*       gitmek-ayrılmak-uzaklaşmak

7. ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Anlam bakımından birbirinin tersi olan sözcüklerdir.

* Sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin.

* Ağlarım harta geldikçe gülüştüklerimiz.

* Kışınsoğuğunu yaşadıkça yazınsıcağını arar oldum.

* Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.

NOT: Zıt anlamlılık ile olumsuzluk birbiriyle karıştırılmamalıdır.

* Tanzimat romanında iyiler hep iyi kötülerse hep kötüdür.  ( zıt)

* Bugünlerde hiç iyi değilim. (olumsuz)

*gelmek-gitmek(zıt)     gelmemek (olumsuzu)

8) SESTEŞ ( EŞSESLİ) SÖZCÜKLER:

Yazılışları ve okunuşları aynı ancak anlamları farklı olan sözcüklere denir.

* Yılanı gören at birden şaha kalktı.

* Mutfaktaki pislikleri çöpe at.

* Gül: “l.” dedi, bülbüle.

* Kırda yaptığımız piknikte yanımıza kır saçlı bir ihtiyar geldi.

UYARI: Bir sözcüğün mecaz ya da yan anlamıyla sesteş anlamlılık karıştırılmamalıdır.

* Bu sözler bazılarına çok dokunacak. ( mecaz anlam )

* Omzuma bir el dokundu. ( gerçek anlam )

!!! *alem—âlem           * aşık—âşık   * kar—kâr       *yar—yâr

*hakim—hakim       *adem—âdem    *hala—hâlâ

gibi sözcükler eş sesli değildir.

9. SOMUT VE SOYUT ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Varlığını beş duyu beş duyu organıyla algılayabildiğimiz kavramlar somut; beş duyu organımızdan hiçbiriyle algılayamadığımız, varlığını sadece akıl ve mantık yürütme yoluyla kabul ettiğimiz kavramlar soyuttur.

* çiçek, ağaç, ses, koku, hava, göl, ev, rüzgar, ışık(somut)

* ruh, akıl, vicdan, akıl, acıma, üzüntü, aşk, inanç( soyut )

ÖZELLİK 1: Somut anlamlı bir sözcük, ek alarak soyut anlam kazanabilir.

* anne - lik , insan - lık

ÖZELLİK 2 :Somut anlamlı bir sözcük kullanıldığı cümleye göre soyut anlam kazanabilir. Buna soyutlaştırma denir. Soyutlaştırma kelimeye mecaz anlam kazandırma suretiyle olur.

* Ne kadar sıcak bakıyor değil mi? ( soyutlaştırma)

* Kara haber tez duyulur. ( soyutlaştırma)

* Nedense bugün hiç havamda değilim. ( soyutlaştırma)

ÖZELLİK 3 : Soyut anlamlı bir sözcük çoğunlukla benzetme yoluyla somut hale getirilebilir.Bunasomutlaştırma denir.

* Hüzün, sonbaharda dökülen yapraktır.

* Yalnızlık, bir çiçektir.

* Sevgi, gökyüzünde kanat çırpan bir güvercindir.

ÖZELLİK 4:Aslında soyut bir durum ancak gözlemleyebildiğimiz eylemler somut, gözlemleyemediğimiz eylemler ise soyuttur.

* Annesi, bebeğini kucağına almış seviyordu. ( somut )

* Ferhat, Şirin’i dağları delecek kadar seviyordu.( soyut )

* Çocuk, masadaki vazoyu kırmıştı. ( somut )

* Bu sözlerinle arkadaşını çok kırdın. ( soyut )

10) NİTELİK VE NİCELİK ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Bir şeyin nasıl olduğunu, ne gibi özellikler taşıdığını anlatan sözcüklere nitel anlamlı sözcükler denir. Bir şeyin sayılabilen, ölçülebilen ya da azalıp çoğalabilen durumunu bildiren sözcüklere nicel anlamlı sözcükler denir.

* Az ileride birkaç kişi seni bekliyor. ( nicel )

* Bugün oldukça kötü bir zaman geçirdim. ( nitel )

* Çok konuştuğu için arkadaşları pek sevmedi. ( nicel )

* Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi. (nitelik )

UYARI: Bazı sözcükler cümlede kazandığı anlama göre nicel de olabilir nitel de.

* Yaptığı işte iyi para kazanıyordu. ( nicel )

* O iyi bir insandı. ( nitel )

11. GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER:

Karşıladıkları varlığın tamamını belirten sözcüklere genel anlamlı sözcükler denir. Tek bir varlığı karşılayan sözcüklere ise özel anlamlı sözcükler denir.

Varlıkların genelden özele doğru sıralanışı :

Varlık- canlı- hayvan- keçi- Ankara keçisi.

* Çocuk(1), geleceğin teminatı olduğundan ben çocuğumun(2) iyi yetişmesini istiyorum. ( 2. si 1. sine göre daha özel)

* Kitap, insanın en iyi dostudur. ( genel)

* Bu kitabı arkadaşıma ödünç verdim. (özel )

* Eğitim- öğretim sadece okulda yapılmaz ( genel)

* Okulumuz, şehrin en eski binasıdır. (özel )

12-İKİLEMELER

Anlatım gücünü artırmak, anlamı pekiştirmek amacıyla aynı sözcüğün yenilenmesi ya da aralarında ses ve anlam ilgileri bulunan sözcüklerin yan yana kullanılmasına ikileme denir.

İkilemelerin anlamsal kuruluşu:

*       Aynı sözcüğün yenilenmesiyle kurulur:

“aynı demet demet, güzel güzel, şırıl şırıl, yavaş yavaş…”

*       Eş anlamlı sözcükler yan yana getirilerek kurulur; bu sözcüklerden biri yerli, diğeri yabancıdır.

“ deli divane, kılık kıyafet, ses seda…”

*       Yakın anlamlı sözcükler yan yana getirilerek kurulur:

“ akıl fikir, eş dost, yer yurt, doğru dürüst, delik deşik”

*       Karşıt anlamlı sözcükler yan yana getirilerek kurulur:

“ irili ufaklı, er geç, iyi kötü, ileri geri, bata çıka, gide gele…”

*       Sözcüklerden biri, diğerine yakıştırma olur. Yakıştırılan sözcüğün anlamı yoktur.

    “ Ufak tefek, eğri büğrü, eski püskü, yırtık pırtık…”

*       Her iki sözcük de anlamsız olabilir:

    “ abuk sabuk, ıvır zıvır, abur cubur, eciş bücüş

*       Yansıma sözcüklerin tekrarıyla oluşurlar:

  “Şakır şakır yağmur yağdı bu gece.”

*       “m”’ li  ikilemeler: Para mara, kitap mitap, oyun moyun,

!!*Söze“ nitelik, coğaltma, abartma, yineleme anlamları katabilir.

•Çocuk dalgın dalgın yürüyordun. (nitelik)

•Şehir şehir aradım onu. (çoğaltma)

•Avrupa’yı adım adım dolaştım. (abartma)

•Merdivenleri dinlene dinlene çıktım. (yineleme)


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol